Hatırlıyor musun?



         Jamie'ye;
   

       ''Aynı paralellikte olmadığımız'ı fark edince biraz durdum. Üzüldüm. Ağladım. Vesaire... Sonra sabah kalktım. Hiç birşey olmamış gibi yüzümü yıkayıp, müziği sonuna kadar açtım. Ve neye karar verdim biliyor musun? Bu kadar sevgisizlik, yüzeysellik ve samimiyetsizliğin arkasından belki de böyle olması gerekiyordu...


        Kimi suçlayabilirsin ki? Bu hikayede suçlu kişi de yok. Ya da kahraman. Sadece aynı yerlerde büyümüş fakat farklı kafada olan insanlar... ''


        Bu 'acaba'lar olmadan ne yapardık değil mi? Her hareketimizi hesaplayarak ve yarını düşünürken kendimizi heba edip şuan'da olamamak... Mindfulness olmadan... Neden yapıyorduk bunu?


        Hey! bana o koca mavi gözlerinle bakma... üzülüyorum. Ben senden bu paralellikte vaz geçtim. Sen'se... eh... sen de bilmiyorsun... Ama başlamayan şey biter mi ki canım? Ben seni sevdim Jamie. Hala seviyorum. Ama artık vaz geçtim ve gerisi önemli değil. Bunun üzerine düşünmek ya da herhangi bir eylemde bulunmayacağım.


        Bu sana değer vermediğimi göstermez... Sadece... diyorum ya. ''Ah!''...  Çok nefes almışım yine... ama bir türlü yetmiyor gibi. Nefes verirken yavaşca etrafım dönüyor ve yavaş yavaş karanlığa teslim ol u yo r u

Popular posts from this blog

The door is open and shut.

Dear Lucifer (dad); / the fallen

It always hits different after Almodóvar.

Bay Thorne'un Veda Mektubu: Trajik Bir Aşk Baladı

Love Dust (It Off) - Beginning